Zümer Suresi 18. Ayet bize, “Onlar sözü dinler ve en güzeline uyarlar” diyor. Sözü dinlemeyi, kulak vermeyi sonrada akıl süzgecinden geçirerek en güzeline sahip çıkmayı emrediyor Yüce Yaratıcı...
Ne yazikki Kuranı perspektif bu olmasına rağmen, özellikle "din adına" konuşanlar, hakikat tekelciliği yaparak "söze kulak çevirmeyi" başka fikirleri dinlemeyi veya okumayı pek istemezler. Hatta daha da ileri giderek, kayıtsız şartsız teslim olan müritlerine Kur'an'ın emrine rağmen, ne yazık ki “sözü dinlemeyin” diyorlar. Dinleyenleri kınıyor, güçleri yetiyorsa başkalarının dinlenmesine de mani oluyorlar.
Yani hakikate yönel, dinle yerine "sadece bana yönel" anlayışı sayı çoğaltmakla övünmenin ötesinde benim anlayışım yegâne doğrudur, haşa Allah adına konuşmaya "ben" yetkiliyim tekelciliğidir. O halde eğer birileri size "sadece bana gel, hakikat burada, burada bulunanlar, benim elimi öpenler, dergâha yüzünü sürenler" kurtuluşa erer diye söylüyorsa oradan uzaklaşın.
Yapmamız gereken dinlemek. Sözü olana kulak çevirmek. Mevlana Kuran'dan esinlenerek yazdığı büyük eser Mesnevi'ye "bisnev" dinle diye başlar.
Dinlemek, sorgulamanın ayırt etmenin başlangıcıdır. İmanda tam bunu gerektirir. O halde "sorgulanmadan önce, sorgulayarak" inanmaya gayret etmek gerekir.
Kur'an tam da bize, yaşayanlara, henüz amel etme fırsatı olanlara bunu haykırıyor... Tefekkür ediniz, akletmez misiniz??? Düşünmez misiniz? İbret almaz mısınız? Dediği halde ne yazık ki çoğu kez tozlu raflardan mezarda yatan ölüler için indiriliyor.
Bunu ölüler asla yapamaz.
O halde Kur'an yaşayanlar içindir. Sözlerin en güzeline kulaklarımızı ve kalplerimizi çevirmek duasıyla.
N.YILDIRIM
Dernek Başkanı: 0543 680 80 50 (Ara)
2019 © AFŞAR HABER - Tüm Hakları Saklıdır.
Yazılım: HK Asistan, Ceyuka SMS